04/05/2013

İtalya Gezim Hakkında Genel Bilgiler

Efendim Merhabalar, size İtalya'da gerçekleştirdiğim tatilimden bahsedeceğim.


Uçakta çektiğim
Okulumda vize sınavlarım bittikten sonra bir hafta süre okula gitmemeyi kararlaştırdım. Uçak tarihlerine bakarak en uygun fiyata denk gelen aralığa tatilimi yerleştirdim. Bir hafta diye planladığım tatilim 10 Gün 9 Gece olarak planlanmış oldu.

Uçak biletlerimi Pegasus'tan aldım. Uygun bir fiyata aldığımı düşünüyorum; fakat tabi her zaman daha ucuzunu görmeye de can atmaktayım. Uçak biletlerimi aldıktan sonra da, bir heyecan başladı. Acaba yapabilir miyim? Nerede kalacağım? Nasıl gideceğim? vb. gibi birçok soru aklımı kemirmeye başladı. Bir yandan sınavlarıma çalışıyorum, bir yandan da tatilimi planlıyordum. Sonrasında İtalyan arkadaşlarıma ve orayı gezmeye giden dostlarıma danıştım, nasıl bir rota izlemem gerektiğini? Birçoğu doğal olarak kendi beğenilerini göre yorumlar yaptılar; fakat bunlara göre gezecek olursam iki üç saatte bitecekti. Ben de daha önceden de almayı ve koleksiyon yapmağı çok istediğim gezi kitaplarına yönelmem gerektiğini anladım.



Pasaport,Rehberler,Defter,Kalem
İlk başta Berlitz'in Türkçe İtalya Gezi Rehberini aldım; fakat okudum hemen bitti. Sonrasında ise İngilizce yayınlanan Lonely Planet, ki galiba en iyi gezi rehberi yayın evi, Italy kitabını aldım. İki kitabı da okurken birçok notlar almaya başladım; çünkü daha önceden bu bilgileri kimse dememişti ve okumamıştım da. Tabi gitmeden önce WikiTravel'den baya şey okudum. Bu siteyi de kesinlikle öneririm, çok yararlı ve özet bilgiler var. Sonrasında şehrin tarihini,önemli eserlerini,müzeleri,kişileri vs gibi şeyleri de Wikipedia, Ekşi Sözlük, Google Maps, Google Maps Street View, gibi sitelerden de inceledim. Baya şey okudum. Bunları da not etmem gerekecekti bir tane de gezi defteri aldım.

Bilgi edinmenin ön hazırlıklarını bu şekilde yaptım. Sırada yapılacak iş ise; kalacak yerin ayarlanmasıydı. Biriktirdiğim paralarla gidiyor olduğumdan otellerde değilde pansiyon tarzı yerlerde kalmak daha uygun olacaktı. Zaten bir ülkeyi gezerken kimse kaldığın yeri sormuyor; gezdiğin yeri soruyorlar. Bu konuyu da nasıl halledeceğimi pek bilmiyordum; daha öncesinde hiç pansiyon da kalmak için rezervasyon yapmamıştım. Aslında benim endişem rezervasyon yaparken, bütün tutarı önceden mi vermem gerektiği sorusuydu. Birkaç site buldum. Bunlar: booking.com , HostelWorld , Hostels vb. gibi sitelerden alacağımı biliyordum. Tavsiye ve daha önce deneyenlerin Booking ve HostelWorld sitelerini kullandıklarından güvenmek zorunda kaldım. Ben de karşılaştırmalı olarak baktığımda Hostelworld'den almaya karar verdim. Ön yargılarımı bu site yıktı; çünkü toplamda ödeyeceğim tutarın sadece %10'unu başlangıçta ödüyorum, geri kalanını ise oraya vardığımda ödeme yapacaktım.

Kalacak yerleri de belirledikten sonra; oraya ne götüreceğim konusu oluşmuştu. Bir sırt çantası mı götürmeliyim yoksa, bavul mu yoksa bavul tarzındaki el çantalarından mı? Birkaç gün düşündüm bunu? Bavul götürecek kadar eşya götürmeyeceğim, ondan vazgeçtim. El Çantası diye tabir ettiğim bavulu ise gezme esnasında taşımanın yorucu olacağından dolayı ondan da vazgeçtim. Emektar sırt çantamda karar kıldım.
Gezi boyunca bana asgari düzeyde yetecek kadar kıyafetle çantamı doldurdum. Diş fırçası aldım; fakat macun almadım. Jilet, Parfüm, Macun vs. gibi uçağın içerisine alınmayan basit şeyleri almadım. Ben de onları oradan alacaktım, öyle de yaptım. Çünkü uçağım Milan'ın 50 km uzağındaki Bergamo'ya iniyordu. Ben de bavul bekleme gibi işlemin olmaması, hızlı hareket edebilmek için sırt çantamı uçağın içerisine aldım. Hem bu sayede Check-in sırasında oluşan kuyrukta beklemekten kurtuldum.

25 yaşına kadar devam eden öğrencilik hayatım boyunca kullanabileceğim Yeşil Pasaporta sahip olduğumdan dolayı da vize konusunda sıkıntı çekmedim.

Gitmeden öncede Türk Liralarımı Euro'ya çevirdim. Yanımda Kredi Kartım'da vardı; fakat gideceğim yerler nakit para istiyorlardı. Bazı restoranlarda kredi kartının olmasına rağmen nakit ile ödüyorduk. Galiba Güney Kıbrıs Rum Kesiminde yaşanan bankacılık sorunu bir nevi korkutmuş gibiydi.

Galiba aktaracağım genel bilgiler bu kadar, son olarak size yaptığım iki yanlıştan da bahsetmek istiyorum.

Ayakkabı konusunda, bir tane rahat ayakkabım vardı. Ne kadar rahat olursa olsun, o ayakkabı spor ayakkabısı değilse ayağınızı kesinlikle ağrıtacağını orada öğrendim. Spor ayakkabısı daha doğrusu Koşu/Yürüyüş Ayakkabısı ile gitmediğime çok pişman oldum.

Yanıma şemsiye almamıştım. Yük olmasın diye; fakat iki kez çok aşırı derece de yağmura yakalandım ve ıslandım da, oralarda şemsiye satın almak durumda kaldım. Aldığım şemsiyelerde tek canı vardı. Yağmur bittikten sonra atmak durumunda kaldım. Roma'da ise Kolezyum'dan çıktım, iki üç yağmur serpiştirecek gibi oldu, bu sefer şemsiye yerine panço yağmurluk aldım. Yağmur yağacak diye korkudan aldım; fakat fazla yağmadı. Panço yağmurluk daha kullanışlı olduğunu fark ettim ve hafifte.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler