05/04/2014

Rafting Maceram

Efendim Merhabalar,

30 Mart seçim gününden önceki gün 29 Mart Cumartesi günü arkadaşlarımla birlikte Düzce'ye rafting yapmaya gittik. İnternetten ve fırsat sitelerinden biraz araştırmam sonrasında bir firmaya karar kıldım. Her şey dahil bir kampanya yapmışlardı. İstanbul'dan ulaşım gidiş-dönüş, yemek, fotoğraf hizmeti vs.

İlk kez rafting yapacaktım. İnanılmaz derece de hazırdım. O gün yağmur vardı. Yağmura rağmen gittim. Aslında yağmur rafting için olumlu bir etken; çünkü su seviyesinin artmasına yardımcı oluyor. Olumsuz yanı ise suyun rengini bulandırıyor. Sanki çamurun içerisinde yüzüyor gibiydim.

Raftingi tehlikeli bir spor olarak görüyordum; fakat Düzce Melen Çayında hiçbir tehlikesi yok. Raftingte önemli kural raftta yer alan herkesin kürek çekmesi. Raft ise bot demek... Herkesin kürek çekiyor olması daha eğlenceli ve daha adrenalin  dolu oluyor.

İşte rafting maceramı anlatan kısa bir video. GoPro ile çekim yaptık. Raftingi ilk kez yapacaklara Düzce Melen Çayını öneririm.





03/03/2014

Ey kervancı, ey kervan!



Efendim Merhabalar,

İranlı müzisyen Mohsen Namjoo'nun Ey Sareban yani Ey Kervancı anlamına gelen eserini dinledikten sonra müthiş derecede etkilenmiştim. O ses ve ezgiden etkilenmemek elde değildi, defalarca dinledim. Dinledikçe merakım arttı. Anlamadığım bir dildeydi. Araştırdım Farsça bir şiirin uyarlamasıymış. Harikulade sözlere sahip.

Ey Kervancı'yı Türkçe olarak seslendirdim. 



16/11/2013

Türkiye-Akdeniz Gençlik Barış Gemisi: "Hepimiz aynı gemideyiz!"

Hepimiz aynı gemideyiz !

Efendim Merhabalar,

Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın düzenlediği Türkiye-Akdeniz Gençlik Barış Gemisi, 52 ülkeden 800 gençle 10 günlük barış turu gerçekleştirdi. 29 Ekim 2013 tarihinde Türkiye Cumhuriyetinin 90.yılını kutladığımız günde “Hepimiz aynı gemideyiz” sloganıyla Karaköy Limanı’ndan hareket aldı.

İstanbul’dan kalkan geminin ilk durağı Hırvatistan oldu. 2 günlük yolculuğun ardından limana demir atan gemiden iner inmez otobüslerle Bosna Hersek’in Mostar şehrine gittik. Mostar’ın barış için çok önemli bir anlamı var. İçindeki köprüden adını alan şehir, Bosna Savaşı’yla hafızalara kazındı. Mimar Sinan’ın öğrencisi olan Mimar Hayreddin’in yaptırdığı Mostar köprüsü, ayakta kaldığı 427 yıl boyunca Balkanlarda hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin sembolü haline geldi. Mostar, 1992’den 95’e kadar süren ve Avrupa’nın göbeğinde 100 bin insanın hayatını kaybettiği savaşta Sırplar tarafından yıkıldı. Şehrin Boşnak ve Hırvat kesimini birleştiren Mostar’ın yıkılması, esasen çok uluslu mirasın da reddi anlamına geliyordu. Mostar Köprüsünde 800 gençle barış pozu verdikten sonra Alperenler Tekkesini ziyaret ettik. Blagay’da yer alan, yüksek kayalıkların ve Buna Nehri’nin kaynağının hemen yanında kurulu olan tekke eşşiz bir manzara sünüyor.



Mostar’ın ardından tekrar Hırvatistan’a döndük. Adriyatik Denizi sahilinde bulunan, Orta Çağ’dan kalma tarihi eserleri ile ünlü Dubrovnik şehrini gezdik. Barış Gemisi’nin ikinci durağı olan Dubrovnik şehri de proje içinde önemli bir yer tutuyordu. Zira bu şehir de 1991’de Hırvatistan’ın Yugoslavya’dan ayrılması sırasında çıkan iç savaşta zarar görmüş ve 1995’te UNESCO yardımı ile tekrar onarılmıştı. Tarihi dokusuyla dikkat çeken şehrin sokaklarında barış mesajları vererek, tarihi Lovrijenac Kalesi’ni gezdik.

21/10/2013

Paylaşım Ekonomisi - Sharing Economy

Efendim Merhabalar,

Günümüzün internet aleminde popüler olan paylaşım siteleri çoğalmakta. Benim de severek kullandığım ve desteklediğim bir sistem. İsraf, üretim ve tüketimin azaltılması tükenmekte olan doğal kaynakları da rahatlatacaktır. Tabi para kullanımından önce trampa yöntemi yani takas sistemi vardı. Bir malı başka bir malla değiştiriliyordu veya kullanmadığımız bir malı ihtiyaç duyulan bir malla takas ediliyordu. Günümüzde paylaşım ekonomisinin tekrardan popüler olmasının sebebini ise bencilliğimizden kaynaklandığını düşünüyorum. Bencilliğimiz de israf yapmamızı oluşturuyordu. Zaten kapitalist düzen ihtiyaçlarımızın ötesinde üretim ve tüketimi bizlere sunmakta. Bizse finansal krizlerde tasarruf olarak ilk olarak yaptığımız şey israfları azaltmaktır. İşte paylaşım ekonomisi de kriz döneminde doğan bir olgu.



Sharing Economy yani Paylaşım Ekonomisi takas sisteminden biraz farklı. Bu farklılık takas sisteminde alıcı ve satıcıların olduğu bir olayken paylaşım ekonomisinde alıcı veya satıcının olması gerekmiyor. Paylaşım Ekonomisinde ise paylaşım yapılacak her şey olabilecek düzeyde ve illa mal olması gerekmiyor. Zamanınızı bir başkası ile paylaşabilirsiniz.

06/10/2013

Roma Seyahatim

Efendim Merhabalar,
Çok sonradan fark ettim ki, İtalya Gezimin Roma,Vatikan ve Floransa yazılarını yayınlamamışım oysaki fotoğraflarını seçmiştim; ama içeriğini doldurmamıştım. Bu yayınım da sadece içerik olarak Roma'da çektiğim fotoğraflardan oluşsun istedim. Kusura bakmayın. Yine de özel bilgi istiyorsanız benimle iletişime geçin. Bu seferlik böyle olsun. 


27/08/2013

En Güzel Doğum Günü Hediyem

Efendim Merhabalar

7 yaşındaydım... O gün doğum günümdü.. 7.yaşıma girmiştim, o gün dolu pasta ve hediye almıştım; aldığım hediyelerin hiçbiri beni memnun etmemişti; fakat kimse üzülmesin diye de beğenmediğimi kimseye fark ettirmedim. Gün boyu mutlu gibi gözüktüm, oysa ki hediyelerimden nefret etmiştim. Gün sonunda yorgunlukla pencerenin dibindeki yatağımın başucundan dışarıyı seyrederken ve hala da kızgınlıkla şöyle dua etmiştim.
"Allah'ım lütfen seveceğim hediyelerim olsun..." Sonrasında dışarının karanlık olmasına rağmen sıcak havaya bakarken ne hediye alınsa mutlu olurdum diye düşünerekten uyuyakaldım.

Çok iyi hatırlıyorum rüyamda yine hediyelerle cebelleşiyordum. Gördüğüm rüya ise bana hediye alan birinin doğum gününe katılıyorum. Bana seçtiği kötü hediyeden dolayı ben de ona hiç sevmeyeceği bir hediye alıp, ondan intikamımı alıyordum. Böylesine bir rüyayı gördükten sonra uykum yavaştan dağıldı ve uyanıverdim penceremde bir ses duyarak.



Tık tık diye sesler geliyordu. Önce korktum, pencereden olabildiğince uzaklaşarak, uykulu gözlerle karanlık pencereye bakıyordum. Tık tık sesleri devam ediyordu, yavaştan perdenin arkasından incelemeye başladım. Oysaki hala göremiyordum. Korkumu yenip perdeyi hızlıca açtım ve alnımı pencereye dayadım. Bir de ne göreyim, bir kuş penceremin önünde mermerde dolanıyor. Çok şaşırmıştım.

29/07/2013

Tavsiye Filmler

Efendim Merhabalar, paylaşılmaya değer şeylerin paylaşılmasından yanayımdır. Daha öncesinde Banka Soygun filmlerini bir başlık altında toplamıştım. Büyük beğeniyle karşılanmıştı. Şimdi ise beğendiğim filmleri sizlerle paylaşmaya karar verdim. Genel hatlarıyla benim beğenilerim, biyografi ve soygun filmleri üzerine; ama bu listede çok farklı konuları içeren filmlerle karşılacakasınız.




Beğendiğim filmleri ise kendime göre bir puanla sisteminde değerlendirdim. Bu sayede en beğendiğim filmleri de görmüş olacaksınız. Puanlama sistemim ise "10 popcorn" üzerinden olacak. Bazı arkadaşlar soru o filmde 9 mısır patlatması mı yedi diye, cevabım belki...  

30/06/2013

Floransa Seyahatim

Efendim Merhabalar, size daha öncesinde Milan ve Venedik gezilerimden bahsetmiştim. Şimdi sıra Floransa'da. Bilerek hepsini bir anda yayınlamıyorum. Aralıklarla yayınlamaya devam edeceğim. Bundan sonra üç yazım daha olacak. Onlar ise Vatikan, Pisa ve Roma... Girişimizi fazla uzatmadan söz sırası Floransa'da.

14/05/2013

Venedik Seyahatim

Efendim Merhabalar, İtalya seyahatimi size blogumdan bir yazı dizisi olarak aktarmaya karar vermiştim. Önceki yazılarımda İtalya Gezimin genel hatlarını ve Milan'dan bahsetmiştim. Güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Bu yazımda ise Venedik'ten bahsedeceğim. Umarım beğenirsiniz.

Venedik'e daha gitmeden görmüştüm. Milan'a olan uçağım Venedik'in tam üzerinden geçti. Şans eseri görme fırsatı yakaladım ve fotoğrafını çektim; fakat pek net olmasa da Venedik'i görmek beni mutlu etti.
Milan'dan Venedik'e doğru tren yolculuğumuz biraz sorunlu geçti. Trenle yolu yarıladığımızda bizim vagonun tam altından sürtünme sesi çıktı. Bir şey altımızda sürtünüyordu veya trenden bir parça kopmuştu. Anlık bir olaydı. Sonrasında hemen en yakın istasyonda durduk. Herkesi indirdiler. Gece yarısında herkes uykulu bir halde ayakta bekliyordu. İşte İtalya gerçekleri bizi bulmuştu. Trenin makinisti cep telefonunun ışığıyla vagonun altına bakıyordu; ama ne çare. Sonrasında yeni bir tren geldi. O trene aktarma yaptık ve yolculuğumuza devam ettik. Yaklaşık yarım saat rötar yapmış olduk.

11/05/2013

Milan Seyahatim

Efendim Merhabalar, daha önceki yazımda İtalya gezimin genel hatlarından bahsetmiştim. Bu yazımda ise Milan'da gördüklerimden bahsedeceğim. Daha çok çektiğim fotoğraflar üzerinden gezdiğim yerleri anlatacağım. Umarım beğenirsiniz.

İstanbul'dan Milan'a olan uçağım, Milan'ın şehir merkezine 50 km uzaklıkta bulunan Bergamo'ya inecekti. Yurtdışı uçuşlarımda uçakta oturacağım koltuğun kesinlikle cam kenarında olmasını tercih ediyorum. Etrafı görebilmek adına. Bergamo'da ise havadan gördüğüm kadarıyla tarımın yaygın olduğunu ve bol bol seralar olduğunu gördüm. Hatta bir tane de golf sahası vardı. Ne yazık ki uçak iniş için alçaldığından dolayı telefonumu kapatmak zorunda kaldım ve fotoğraf çekemedim. Bergamo Havalimanına indikten hemen sonra Milan'a gitmek için havalimanının dışarısında bulunan otobüslere yöneldim. Terravission  otobüsleri €4 ücretle Milan'daki tren terminaline götürüyordu. Otobüsü kullanan İtalyan şoför, yol boyunca telefonla konuştu ve radyo ile de ilgileniyordu. Radyo kanalını değiştirmek için harekete geçtiğinde otobüs her seferinde ya sağa ya da sola doğru biraz kayıyordu. Allah'tan bir sorun yaşamadan; ama korkuyla Tren garına ulaştım.
Tren garına gelir gelmez telefonumun internetini açıp WiFi ağı aramaya başladım. Yol arkadaşımla buluşacağımız yer burasıydı. Tren geliş saatinden ne zaman geleceğini kontrol ettim. Tam saatinde treni geldi ve buluştuk. Çantalarımızla birlikte hemen metroya yöneldik. Metro'da kullanacağımız biletleri alırken yanımıza bir çingen bayan geldi, bize yardımcı oldu. Türktü veya çok iyi derecede Türkçe biliyordu. Bize yardımcı olmasına gerek olmamasına rağmen rahatsız ederek bilet almamıza katkı sağlamak istiyordu. Tabi sonrasında ise bir miktar para isteyecekti de, öyle de oldu. Gelir gelmez hemen Türkçe ile karşılaştık diyebilirim. 36 saatlik kullanımlık bilet aldık. Milan'ın tam göbeği olan Duoma'ya gittik.